Bir Sese Yuva Kurmak
Bir sese yuva kurmak
Söylediği kelimelere çiçek ekmek
Hiçbir otobüs gelmese de
Beklemek bir durakta
Yağmurdan çok sahiplenmek bulutu
Dokunamadığın
Ama
Dokunmanın hayali ile raks etmek
Çevrenden gelen sesleri bastırmak
Ezici bir sessizlik ile
İşte o zaman fark ediyorsun
Bütün kırıcı ve yaralayıcı sözler
Eriyor sessizliğinde
Buda bir nevi ölümsüzlük sayılmaz mı?
Sarığını yakan derviş
Kavalını kıran çobanın vazgeçişi gelir gözümün önüne
Istırap suyunu içen sakiler ile oturup mey içtim
Namuslu fahişeler ile güneşlendim
Bir barda kavga çıkardım
Asfaltı delip açan çiçeğe,
Siper ettim en sevdiğim ceketimi
Karmaşık çocukluğumun kör düğümlerine üfledim
İçimde kalan son nefesi
Gazetelerin üçüncü sayfalarında
Ölümlerimi okurum
Bazen bir kadın
Bazen bir adam
Bazen bir çocuk
Katil de olduğumu okurum
Masum olduğumu da
Hatta şehir meydanında,
Kendimi halk ile taşladığım da oldu
Burkulan, kanayan yerlerime
Sevdiğimi sandığım anıları merhem edip sürerim
Ben dünyanın ıssız küresinde
Gün doğumunun kor alevi olurum
Ben sahipsiz kentlerin
Betona katılan umuduyum aslında

Bir Sese Yuva Kurmak
Yazarımızın diğer yazıları için tıklayınız.
”Ben sahipsiz kentlerin
Betona katılan umuduyum aslında…”
Ne kadar güzel bir tabir! Kaleminize sağlık
çok teşekkür ederim 🙂
Asfaltı delip açan çiçeğin gücünü kendimizde bulmayı ümit ediyorum. Yakınından geçip gittiğimiz, yok saydığımız her şeyi benimsemek dileğiyle… 🙂
Yüreğinize sağlık. Çok güzel bir şiir 🙂